Art Basel

Bu sene 41.si düzenlenen Art Basel, son bir kaç yılın durgunluğundan sonra bu sene yeni bir canlanma yaşadı. Avrupa’nın en önemli sanat fuarı olarak değerlendirilen Art Basel’da Messeplatz’da yer alan büyük fuar alanının iki katına yayılan modern ve çağdaş galerilere ayrılmış bölümün yanısıra Art Unlimited başlığı altında sanatçıların galeri standlarına sığdıramayacağı büyük ölçekli ve büyük bütçeli, kesinlikle daha hırslı işlerini sergiledikleri bir alan bulunuyor.

Yayoi Kusama’nın önünde sıralar oluşan yeni aynalı odası, Doug Aitken’ın dışarıya da taşan video enstalasyonu, Ugo Rondidone’nin aynalı renkli pencereleri, Urs Fischer’ın New Museum’da da gösterdiği devasa alüminyum heykelleri, Zhang Huan’ın inek derisinden yaptığı milyon dolarlık heykeli (Takashi Murakami’nin bu heykelin alıcısı olduğuna rivayet ediliyor) ve Superflex’in su baskını altında kalan bir Mc Donalds’ı gösterdiği videosu “Flooded Mc Donalds” gibi eserler bu kısımda yer alıyordu. Bu binada aynı zamanda fuara sadece bir ya da iki sanatçıyla katılmayı seçen galerilerin “Art Statements” da ilgi çekti. Art Basel ayrıca fuar alanının önüne yerleştirilen ve genellikle büyük heykellerden oluşan “Art Public Sector” adlı bir bölümde de Basel halkını sanatla buluşturmak amacıyla 14 kamusal alanda sanat projesine yer vermiş. Bu projelerin arasında en görülmeye değer olanı Messeplatz’ın hemen girişinde yer alan revaçta sanatçı Ai Wei Wei’ye ait porselen heykeldi. Bu sene yeni eklenen bir bölüm olan “Art Parcours” ise Basel’ı ziyaret edenleri şehri keşfetmeye çağırıyordu. Şehrin farklı yerlerine dağılmış bu mekana özel yerleştirmeler bir sonraki İstanbul Bienali’nin küratörlüğünü üstlenecek olan Kaliforniya’daki CCA Wattis Institute’un yöneticisi olan Jens Hoffmann tarafından yapılmıştı. Burada da en çok konuşulan eserler Angela Bulloch’un bir katedralin tavanına yerleştirdiği ışıklar ve Daniel Buren’in Basel Üniversitesi’ndeki . Art Basel’ın yetişilmesi zor programında ayrıca Art Film, akşamları yapılan sanat filmleri gösterimleri (Akbank’ın Genç Sanatçılar yarışmasının da jürisinde olan Marc Gloede tarafından organize edilmişti) ve çeşitli sanatçı, küratör ve sanat profesyonellerinin sohbetlerle katıldığı Art Conversations bölümü vardı.

Bu sene satışların çok iyi geçtiği ve ziyaretçi sayısında 65,000 kişiyi geçerek rekor kırdıklarını söyleyen organizatörler fuar sonunda durumdan çok memnundular. Fuarın üçüncü gününün sonunda, White Cube beş Antony Gormley eserini tanesi $250,000’a ve Damien Hirst’ün yeni iki resmini satmıştı, bile. Paul McCarthy’nin cüceleri 3 milyon dolar, Luc Tuymans 600 bin Euro, Christian Marclay 200 bin dolar, Elizabeth Peyton 1.2 milyon dolar, Thomas Ruff’un üç edisyondan biri olan fotoğrafı 80 bin Euro gibi rakamlara alıcı buldular. Cindy Sherman’ın 10 edisyonlu bir fotoğrafı açılış günü 1.5 milyon dolara satıldı. Marianne Boesky’nin bir eseri ise 120 bin dolara… New York’tan Cheim and Read galerisinin sergilediğı ve çok kısa bir süre önce hayatını kaybeden Louise Bourgeois’nın 28 suluboyası da açılış günü 1.4 milyon dolara satıldı. Fuara Türkiye’den sadece Galerist katıldı. Ama uydu fuarlardan Liste’de Rodeo ve Scope’da Türkiye’den Galeri X-ist ve Pi Art Works vardı. Art Basel’ın Magazines bölümüne de ilk defa Türkiye’den Dirimart’ın çıkardığı RES Art World/World Art dergisi katıldı.

Fuar dışında Art Basel’ın bu küçük İsviçre kentine çektiği sanat turistlerinin farkında olan Basel müzeleri ve sanat mekanları da yılın en iyi sergilerini Haziran ayına denk getirmişlerdi. Renzo Piano’nun mimarisini üstlendiği Fondation Beyeler’de 80ler New York sanat dünyasının hızla parlayan ve ne yazık ki bir o kadar da çabuk aşırı dozda uyuşturucudan hayatını kaybeden Jean Michel Basquiat’ın büyük bir sergisinin yanında koleksiyondan eserlerle eşleştirilen Felix Gonzales Torres’in eserleri binaya çok iyi şekilde yerleştirilmişlerdi.

Bir başka ilginç eşleştirmeye yer veren kurum ise Matthew Barney’in büyük bir sergisini düzenleyen Schaulager’di. Burada Matthew Barney’in “Drawing Restraint” serisinden eserleri 15. Ve 16. Yüzyıl Hristiyan temalı gravürlerle bir arada sergileniyordu. Matthew Barney’in eski ve yeni videolarının da görülebileceği bu mekanın ana girişindeki iki duvarda ise en son çektiği ve ilk defa kendi veya partneri Björk dışında birine rol verdiıği devasa video enstalasyonu yer alıyordu.

Kunstmuseum Basel’de ise daha önce MoMA’da olan Gabriel Orozco retrospektifi ve Rosemarie Trockel’ın sergisi yer alıyordu.

Basel’de krizden çıkışın işaretlerini yanısıra sanatçıların bu dönemde kullanmayı seçtiği yeniden kullanılabilir ya da dönüştürülmüş malzemeler, küçük bütçeli iyi prodüksiyonlar ve giderek rahatlayan marketin yarattığı güven hissinin üstüste bindiği bu sene yeni bir yaratıcılık havası ve görsel zenginlik vardı.