Proje4L/Elgiz Müzesi'nin sahip olduğu koleksiyon, Amigos de ARCO (Friends of ARCO) Kuruluşu tarafından 2013 Uluslararası Koleksiyonculuk Ödülü'ne değer görüldü. Ödül, her sene, özel ve kurumsal koleksiyonlara, çağdaş sanata katkılarından ve özverilerinden dolayı veriliyor. Elgiz Müzesi ödülünü, İspanya'nın başkenti Madrid'de ARCO Madrid Fuarı'nda 13 Şubat'ta aldı. Müzenin kalıcı koleksiyonunda Cindy Sherman, Tracey Emin, Jan Fabre, Eric Fischl, Hiroshi Sugito, Sol LeWitt, Azade Köker, Marcus Oehlen, Ergin Çavuşoğlu gibi isimlerin eserleri yer alıyor. Koleksiyon ve alınan ödül üzerine Müze Müdürü Billur Tansel ile bir sohbet gerçekleştirdik.
Seçil Alkış: ARCO’dan aldığınız 2013 Uluslararası Koleksiyonculuk ödülü için neden sizi seçtiklerini düşünüyorsunuz ve bu ödülün sizin için önemi nedir?
Billur Tansel: IFEMA Amigos de ARCO sanatı destekleyen, Madrid'de varolan bir kuruluştur. Çağdaş sanatın çok hızla geliştiği bu ülkenin en önemli fuarı olan Arco'da dünya sanatının nabzı atmaktadır. Bu kuruluş her sene global çerçevede sanatı destekleyenlere ödül vermektedir. Kurumsal koleksiyonerlik, özel koleksiyonerlik, bireysel girişimler gibi hem ulusal hem de uluslararası kurumları seçiyorlar. Bu sene 2013 'A' uluslar arası koleksiyonerlik ödülünü Elgiz Koleksiyonuna vermeyi kararlaştırmışlar. Bu seçimin en önemli kıstası koleksiyonerlik tutkusunun sosyal sorumluluğa dönüştürülerek, sanatın desteklenmesi ve kendi ülke sanatına uluslar arası görünürlük sağlanmasıdır. Koleksiyoner Can ve Sevda Elgiz'in tutkularını kar amacı gütmeyen bir müzeye dönüştürmeleri ve topladıkları sanat eserlerini kamuya açarak Türk sanatına istikrarlı bir şekilde 12 yıllık katkı ve özverileri içindir. Bu ödül, topluma büyük bir özveri ile sunulan ve paylaşılan sanata inanmanın ödülüdür. Dünyada koleksiyonerlerin çabalarına değer verilmesi olarak değerlendirilebilir.
S.A: Türkiyenin ilk çağdaş sanat müzesi olmak bir çok sorumluluğu beraberinde getiriyordur muhtemelen. Bu durumu nasıl yorumlarsınız?
B.T: Bizim kurumumuz özel bir koleksiyon müzesidir. 2001 senesinde kurulmuş Türkiye’nin ilk çağdaş sanat müzesi ünvanını taşımak yanında şüphesiz başka sorumluluklarda getiriyor. Koleksiyonumuzu kamuya açmanın yanı sıra genç sanatçı ve küratörlere eser ve projelerini sergileyebilecekleri bir uluslararası platform sunma misyonumuz proje odalarında devam ediyor. Ayrıca açık arşiv odası yoluyla sanatçıların tanıtımına devam ediyoruz. 2012 senesinde müzenin üzerinde kurulmuş olan açık hava sergi alanı da gene aynı amaca hitab ediyor, burada da değişen, ve koleksiyona ait olmayan heykeller ve açık hava eserleri sergileniyor. Müze bünyesinde organize edilen gerek sanatçı konuşmaları, gerek panellerle güncel happeninglerle buluşturuluyor izleyici, sanatla birlikte yaşamak bir hayat biçimi olarak sunuluyor.
S.A: Elgiz koleksiyonu sergileyerek çok büyük bir hizmet veriyorsunuz Türk toplumuna. Proje bazlı sergiler yapıyorsunuz ancak ana sergi olarak sürekli koleksiyonunuzu sergilemek niyetinde misiniz?
B.T: Koleksiyonun sergilenmesi, izleyicilerle paylaşmak koleksiyonerliğin bir misyonu, sanat eseri aslında hiçbir zaman hiç bir bireye ait olmuyor, koleksiyonerler sadece onları süreli olarak muhafaza ediyor. Nesilden nesile bu evsahipliği devam ediyor çoğu zaman. Proje bazlı sergilerde yapıyoruz. Ama koleksiyonun sergilendiği anahol ikiye bölündü geçen sene, sürekli sergi bölümünde koleksiyonun olmazsa olmazları sergilenirken, süreli sergi bölümünde değişen konseptli sergiler, yeni etkinlikler yer alıyor çoğunlukla.
S.A: 2013 senesi için nasıl bir sergi ve etkinlik programınız var?
B.T: 2013 senesinde önemli projeler yer alacak müzede. Şu anda anaholde süreli sergi alanında "Yabancılaşma/ Başkalaşma" isimli bir koleksiyon seçkisi yer alıyor. İki genç sanatçınında katılımlarıyla gerçekleşen bu sergi Mayıs ayına kadar izlenebilir. Müzenin üzerinde bulunan 1500 m2lik alan geçen sene değişen açık hava sergileri için çağdaş sanata kazandırıldı. Bunun dışında terasta, İstanbul'da ilk kez gerçekleşecek olan land art projesi için çalışmalara başlandı, Avusturalya'lı sanatçı Andrew Rogers'ın çalışmaları gönüllü izleyicilerin katılımıyla 15 Nisanda başlayarak açılışı 18 Nisan'da gerçekleştirilecek. Gene geçen sene 40 yaşın altında genç sanatçılar için başlatılan Teras Sergileri
S.A: Bir çok sanatçı bilir ki onlar ‘sanatçı’dır. Koleksiyoner olmanın da bu duruma paralel olduğunu düşünür müsünüz?
B.T: Kesinlikle, koleksiyonerde koleksiyoner olduğunun bilincindedir. Buda çok önemli bir sorumluluk duygusu getirir beraberinde, sanatçıya destek olmak, gelişiminde rolü olmak, koleksiyoner olarak bir öncü olmak, yeni ve farklı projelerin takipçisi olmak.
S.A: Türkiyede işlevsel olarak devam eden iki büyük çağdaş sanat müzesi var. İstanbul Modern ile olumlu ya da olumsuz nasıl karşılaştırıyorsunuz Proje4L’yi?
B.T: İstanbul Modern büyük katkıda bulunuyor Türkiye’de sanatın gelişimine, bu alanda her özel girişimin, kurumun bu yelpazede yer alması ülkemiz için bir zenginliktir. Biz farklı bir kuluarda yer alıyoruz, Özel bir Koleksiyon Müzesi olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Amacımız ortak, izleyicilerimize yeni ufuklar açmak.
S.A: Sanat sizce bir yatırım mıdır?
B.T: Ekonomik olarak birşey söyleyemem ama Sanat şu anlamda bir yatırımdır, gelecek nesillere farklı bir vizyon sunma imkanı verir. Sanatla yaşama alışkanlığını almış bir çocuğun hayata bakış açısı da farklı olacaktır. Onlara güzel ve aydınlık ufuklar yaratıp, farkındalıklarını arttıracaktır. Evrensel bir lisandır.
S.A: Yurtiçi ve yurtdışında bir çok galeri, müze ve fuar geziyorsunuz. Türk Sanatını nasıl konumlandırıyorsunuz?
B.T: Yurtiçi ve yurtdışı galeri, müze ve fuar gezmek bize Türk Sanatını daha objektif bir açıdan değerlendirme imkanı veriyor. Dünyanın sınırları yok olmaya başladıkça, sanat genel anlamda daha üniversel bir boyuta taşınıyor. Sanat ve sanatçılar birlikte daha büyük bir planda rol alıyorlar. Türk sanatı da her geçen gün gelişiyor ve dünya gözleri bizim ülkemize dönüyor. Genç bir popülasyonumuzun olması, tarihi mirasımız, ve dünya sınırlarının yavaş yavaş yok olmaya yüz tutması dinamik, heyecan verici yeniliklere imza atmamıza sebep oluyor.
S.A: Genç sanatçılara önermek istediğiniz bir şey var mı?
B.T: Genç sanatçılara her zaman duyularının açık olmasını, gözlemci olmalarını, yeniliklerin ve gündemin farkında olmalarını tavsiye ederim. Onlar yeni nesillerimizin gözleri, duyuları, çok önemli misyonlar taşıyorlar, bunun bilincinde olup, bu sorumluluk duygusu ile sanatımızı her geçen gün daha yukarılara taşımaları….
Presenting the 2013 awards for collecting The Friends of ARCO Association (Amigos de ARCO) has recognized the collection of Elgiz Museum, in the International Collecting category. The awards are extended each year to private and corporate collectors for their dedication and contribution to contemporary art. Elgin Museum will receive the award at the International Contemporary Art Fair (ARCO Madrid) in Madrid on February 13. The permanent collection of the museum includes works by artists such as Cindy Sherman, Tracey Emin, Jan Fabre, Eric Fischl, Hiroshi Sugito, Sol LeWitt, Azade Koker, Marcus Oehlen and Ergin Cavusoglu.
Seçil Alkış: Why do you think you were recognized for the 2013 International Collecting Award by ARCO? Could you tell us about what this award means to you?
Billur Tansel: IFEMA Amigos de ARCO is a foundation supporting art, based in Madrid. The world art finds its home in the most important art fair ARCO, in a country where contemporary art is rapidly progressing. This foundation, every year, recognize those who support art internationally. They choose the significant national and international organizations in classifications such as corporate collectors, private collectors and individual entrepreneurs. This year, the decision was to recognize Elgiz Collection with the “A” collector 2013 award. The most significant criteria for this choice is to transform the passion to collect into a social responsibility act, helping art be supported and providing local art international display. Collectors Can and Sevda Elgiz were recognized for their efforts in carrying their acts on with a non-profit approach, exhibiting the artworks they collected to public and aiding Turkish art continuously through 12 years. This award reflects the belief to the art that is shared with public through various acts of devotion. It could be regarded as a gratitude shown to collectors’ struggles internationally.
S.A: Being the first contemporary art museum in Turkey should of course bring great responsibility. How would you comment on this?
B.T: Our organization is a private collection museum. Being the first contemporary art museum found in 2001 brings many responsibilities with it of course. Providing young artists and curators with an international exhibition platform is one of our main goals just like making all our collections public. We also continue provide artists with display through the open archive room. The outdoor exhibition venue, formed on the top of the museum in 2012, serves the same purpose. Here, sculptures and outdoor projects that do not belong to any collections are being exhibited. Seminars and happenings executed under the name of the museum also connect the audience to art, as a lifestyle.
S.A: By hosting the Elgiz Collection, you are performing a great deed for the Turkish public. You undergo exhibitions based on projects yet do you intent to continue exhibiting your collection as the main event?
B.T: Exhibition is a mission of being a collector to be honest. Artworks do never belong to a person. Collectors have the duty to preserve them. This is carried through generations many a time. We also do project based exhibitions, but the main exhibit hall was sectioned into two last year. In the continuous exhibit part we will continue displaying the essentials while in the duration based hall exhibitions with changing concepts, new events will be placed.
S.A: Many artists know that they are “artists”. Can we say the same about collecting?
B.T: Absolutely, a collector knows that s/he is a collector. This brings great responsibility with it. Supporting an artist, having an essential input in her/his development is a must. Collecting requires to be a pioneer, following new and different projects.
S.A: There are two grand contemporary art museums that functionally active at the moment. How do you compare/contrast Proje4L with Istanbul Modern?
B.T: Istanbul modern aids the progression of Turkish art in great scale. Each and every foundation is essential at this point for our country. We are in a different segment, as a private collection museum. Our collective aim is to provide our audience with new points of view.
S.A: Do you consider art as an investment?
B.T: I could not speak economically yet art is an investment in this regard: It gives you a chance to provide the upcoming generations with a brand new vision. A child who grows up with art, will have a completely different attitude in life. Providing them with a bright future and awareness, is possible through letting them experience this universal language, art.
S.A: You visit many galleries, museums and fairs, both domestic and international. How do you position Turkish Art in this regard?
B.T: Visiting domestic and international galleries, museums and fairs let us consider Turkish Art more objectively. As borders fade in the world, art is carried through a more universal dimension. Art and artists carry their roles to a grander background. Turkish Art progresses more with every passing day, and we start to get the entire world’s attention. Having a young population and a great cultural heritage goes hand in hand with dissolving of global borders in creating dynamic and exciting novelties.
S.A: What would you like to suggest young artists?
B.T: I suggest young artists to keep their senses open all the time. I suggest them to keep observing and follow the changing world. They are the eyes and senses of our upcoming generations. They carry on a very important mission. They should be aware of their responsibilities and with it they should bring greater success to our art with every new day.